Zatüre(Pnömoni)4 min read
Halk arasında Zatürre olarak bilinen Pnömoni hastalığı bir akciğer parankim hastalığıdır. Bakteri, virüs gibi mikroorganizmaların solunum yoluyla akciğer içine temasıyla akciğer alveollerinin iltihaplanmasıyla oluşan rahatsızlıktır.
Hastalığın oluşumunda en büyük sebep immün sistem olarak adlandırdığımız bağışıklık (savunma) sisteminin vücuda giren mikroorganizmalara karşı dirençsiz kalmasıdır. Bu olay genelde hastanın maruz kaldığı çevresel faktörler ya da altta yatan savunma sistemini baskılayan bir başka hastalığında var olması ile alakalıdır.
Nedenleri (Etiyoloji)
Hastalığın etiyolojisi 4 farklı sınıfta incelenir.
1.Bakterilerin üst solunum yolunu izleyip, alt solunum yollarına inmesi ve enfeksiyona neden olması
2.Kişilerin yaşadıkları ortamdan kaynaklanan pnömoniler (tipik ve atipik pnömoniler).
3.Hastane kaynaklı pnömoniler (nosokomial pnömoni). Hastaya, hastanede kullanılan aletlerle ve asepsiye dikkat etmeyen hastane personeli tarafından bulaştırılır. Etkeni, antibiyotiklere karşı dirençlidir
4.İmmün (bağışıklık) sistemi çeşitli nedenlerle baskılanmış veya bozulmuş olan kişilerde ortaya çıkan pnömoniler. Granülositopeni (Lösemi ve diğer malign (kötü huylu) hastalıklarda olur, kemoterapi ve radyoterapiye bağlı olarak da gelişebilir.), organ ve kemik iliği transplantasyonları, kazanılmış immün yetersizlik sendromu (AİDS) gibi durumlarda görülür
Pnömoni akciğer üzerinde yayılımına göre farklı adlarda anılır.
Bronkopnömoni, bronşları ve bronşiolleri kaplayan, daha çok virüslerin neden olduğu pnömonilerdir. Lübler pnömoni de denilir.
Lober pnömoni, akciğerin bir lobunun tamamını kaplayan enfeksiyon vardır. Daha çok bakteriyel kaynaklıdırlar. Pnömokok pnömonisi de denilir.
Segmenter pnömoni, akciğerin bir ya da birden fazla segmentinde enfeksiyon vardır, aralarda sağlam kısımlar olur.
Aspirasyon pnömonisi, sıvıların, kusulan materyalin alt solunum yollarına anormal girişiyle meydana gelen Pnömoni şeklidir. Aspire edilen materyele göre tablo daha da ağırlaşır, hayati tehlikesi vardır. Pnömoni; organizmanın savunma mekanizmasının yıkımına bağlı olarak ortaya çıkar. Patojen mikroorganizmaların miktarının fazlalığı, Mikroorganizmanın virülansının fazla olması bunun etkenidir.
Pnömoni belirtileri nelerdir ? 
Pnömoni genellikle ateş, boğaz ağrısı gibi üst solunum yolu enfeksiyonu belirtilerini takiben başlar ve hastalarda bu belirtilerden 2-3 gün sonra yüksek ateş, titreme, hızlı soluk alıp verme, halsizlik, öksürük, balgam çıkarma, nefes almakla batıcı tarzda göğüs ağrısı ve hastalığın ciddiyeti ile ilişkili olarak nefes darlığı, siyanoz gibi semptomlar ortaya çıkar. Atipik seyirli pnömonilerde baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi belirtiler de olabilir. Hastaların birçoğunda dudak ve dudak çevresinde uçuk görülebilir.
Tanı:
Akciğer grafileri, tam kan tetkikleri, sedimentasyon hızı, idrar tetkikleri, serolojik testler, balgamın incelenmesi ve kültürü, kan kültürü ile tanı konulur. Balgam incelenmesinde, yaymada görülen diplokoklar pnömokok enfeksiyonunu gösterir.
Tedavi
Pnömoni tanısı konulan hastada doktor öncelikle hastanın klinik, radyolojik ve laboratuvar bulgularına dayanarak tedavinin evde mi yoksa hastane koşullarında mı yapılacağına karar verir.
Aşağıdaki kriterlerin varlığında hasta hastane koşullarında tedavi edilmelidir.
- 65 yaş üzeri hasta.
- Kronik akciğer, kalp veya böbrek hastalığı varlığı
- Alkolizm veya madde bağımlılığı
- Evde 3 günlük antibiyotik tedavisine yeterli yanıt alınamayışı
- Bilinç bozukluğu
- Aşırı tansiyon düşüklüğü
- Akciğer grafisinde yaygın pnömoniye ilişkin bulguların varlığı
- Lökosit sayısının çok yüksek ya da çok düşük oluşu
- Tabloya plörezinin eşlik etmesi
- Böbrek yetersizliği tablosu gelişmesi,
- Aşırı kansızlık, Solunum sayısının çok artması,
- Siyanoz varlığı. (Vücut oksijen yetersizliği nedeniyle başlıca ellerde olmak üzere dudak etrafında mavimsi hal almasındır)
Yukarıdaki kriterleri taşımayan, genel durumu iyi olan hastalarda yakın takipte kalmak şartıyla evde antibiyotik tedavisi ve istirahat önerilir. Kullanılacak antibiyotiğe pnömoninin klinik bulguları ve olası etken mikroorganizma türüne göre karar verilmelidir. Yetersiz antibiyotik kullanımları tablonun ağırlaşmasına neden olabilir. Tedavinin ilk 3-5 günü içerisinde ateş düşer, diğer belirtiler geriler ve hastalık genellikle 1-2 haftada tam olarak iyileşir.
Hastane koşullarında tedaviye alınan hastalarda da derhal olası etken mikroorganizmalara yönelik antibiyotik tedavisi başlanılır. Tedavi sırasında eğer gerekli görülür ise balgam tetkikleri, kan kültür çalışmaları ve diğer bazı tetkikler istenebilir. Bu tür hastalarda antibiyotik tedavisi ile birlikte altta yatan akciğer, kalp ya da böbrek hastalığına yönelik tedaviler ve diğer destekleyici tedavi yöntemlerine başvurulur. Tüm bu çabalara rağmen solunum yetersizliği tablosu gelişen hastalarda yoğun bakım ve mekanik ventilasyon desteği sağlanmalıdır.